06.10.2022 tarihinde yönetmelikle, serbest çalışan hekimlerin özel hastane ve tıp merkezlerinde hastalarının teşhis ve tedavi hizmetlerini kısıtlayan ağır kurallar getirilmiştir. Hekimlerin serbest meslek hakkına ölçüsüz kısıtlamalar getiren bu düzenlemelere karşı çok sayıda hekim, Tabip Odası, dernek tarafından Danıştay’da çok sayıda dava açılmıştır.
06.10.2022 tarihli düzenlemelere karşı açılan dava süreçleri devam ederken ve Danıştay’ın yürütmenin durdurulması konusunda bir karar vermesi beklenirken, bu defa, 07.01.2023 tarihinde, aynı maddeleri değiştiren yönetmelik değişiklikleri yayınlanmıştır.
Önceki düzenlemeye göre bazı esneklikler yapılmış gibi görünse de, serbest meslek uygulamasına yönelik genel kısıtlama mantığının devam ettiği, muayenehane hekimlerinin özel hastanelerin insiyatifine bırakıldığı görülmektedir.
7 Ocak 2023 tarihli düzenlemeye göre, muayenehanesi olan hekimler, muayenehanesine müracaat eden hastalarının tedavisini yıllık sözleşme yapmak suretiyle ilgili branşta ruhsatı bulunan özel hastane veya tıp merkezinde yapabilecektir. Önceki düzenlemede yer alan özel hastane veya tıp merkezinde boş kadro olma şartı bu değişiklikte yer almamıştır.
Bu düzenlemeye göre, özel hastane veya tıp merkezleri, ilgili branştaki toplam kadro sayısının üçte birini aşmayacak şekilde hekimle sözleşme yapabilecektir.
60 yaş üstü hekimler ile 7 Ocak 2023 tarihinden önce muayenehanesi olan hekimler, sözleşme yaptığı hastanelerin birinde bu kadro sınırlamasına tabi tutulmayacaktır.
Sözleşme imzalanan hastanede muayenehaneden gelen hastaya öngörülen müdahalenin yapılamadığı durumlarda hekimin istediği başka bir hastanede bu işlemin yapılması için İl Sağlık Müdürlüğü tarafından vaka bazlı özel izin verilebilecektir.
Muayenehane hekimiyle yapılan sözleşmenin taraflarca imzalanmış nüshası, özel hastane tarafından SKYS’ye eklenecek ve müdürlüğe gönderilecektir. Önceki düzenlemede yer alan, hasta bilgilerinin (MBYS) üzerinden Bakanlıkça belirlenen form ile gönderileceğine ve aydınlatılmış onam formuna ilişkin kurallar bu yönetmelikte de devam etmektedir.
Hekimlerin serbest meslek hakkına, hastaların sağlık hizmetine erişim hakkına ve hasta mahremiyetine aykırı kurallar içeren bu yönetmelik değişikliklerine karşı İzmir Tabip Odası tarafından hukuksal süreç başlatılacak olup dava açmak isteyen meslektaşlarımıza da hukuksal destek verilecektir.
Çerçeve Sözleşme
Yönetmelik değişiklikleri ile serbest çalışan hekimlerin özel hastaneler ile sözleşme yapması koşulu getirilmiştir. Hastane koşullarında verilmesi gereken sağlık hizmetleri için yıllık sözleşme imzalama koşulunun, özel hastaneler tarafından, hastaları ve hekimleri, mali açıdan savunmasız bırakan, hekim seçme hakkını adeta aleyhe bir ayrımcılık nedeni haline dönüştüren bir fırsat olarak görüldüğü gözlenmiştir.
Bazı özel hastaneler tarafından hazırlanan sözleşme örneklerinin hukuka, yürürlükteki mevzuata ve hekimlerin mesleki menfaatlerine aykırı olduğu değerlendirilmiştir. Meslektaşlarımız tarafından iletilen hastanelere ait sözleşme örnekleri üzerinde Hukuk Büromuzun önerileri doğrultusunda düzeltmeler yapılmıştır.
Hukuk Büromuz, Türk Oftalmoloji Derneği ve Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği hukuk danışmanı Av.Ziynet Özçelik (Özçelik Avukatlık Bürosu) ile çerçeve sözleşme ve hekimlerin dikkat etmesi gerekli noktalar üzerinde çalışmalar yürütmüştür. Uzmanlık derneklerine ait bakış açısını da içeren bu değerlendirmeler çerçevesinde tespitlerimizi ve çerçeve sözleşme örneğini aşağıda paylaşıyoruz. (Katkı ve destekleri için Av. Ziynet Özçelik’e ayrıca teşekkür ediyoruz).
Sağlık hizmetinin gereklerine, hasta haklarına, iyi niyet kurallarına aykırı tutumları görünür kılmak, farkındalık sağlamak, imzalanmış sözleşmelerde benzeri hükümler var ise meslektaşlarımızın bunları düzeltmesine katkıda bulunmak istiyoruz.
1. Hekimlere hastane hizmet fiyatlarını açıklama yasağı koyan hastaneler olduğu görülmüştür. Oysa bu fiyatların, hastalar ve hekimler başta olmak üzere isteyen herkes tarafından bilinmesi sağlık hakkının zorunlu bir sonucudur. Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, Biyo-Tıp Sözleşmesi başta olmak üzere mevcut hukuki metinler, Sağlık Bakanlığına bu tarifeleri Özel Hastanelerden isteyip hakkaniyete uygun hale getirme ve onaylama ödevi yüklemektedir. Bu tür şartlar açıkça hukuka aykırıdır.
2. Sözleşmelerde, hizmet alım koşullarına ilişkin hekimlere kapsamı belirsiz sorumluluk yükleyen, aykırılık halinde cezai şart koyan hükümler bulunmaktadır. Bu tür düzenlemeler, aşırı yararlanmaya yönelik, hâkim durumu kötüye kullanan işleyişi, hekim ve hasta aleyhine derinleştirmeye dönük olup haksız ve hukuka aykırıdır.
3. Hastanelerin bir kısmı yalnızca hekimin kendi kusurundan kaynaklanan zararları değil, hastanenin kendi organizasyon yükümlülüğünden doğabilecek zararları da hekime yüklemek istemektedir. Böylesi maddeler üçüncü kişiler yönünden hukuken geçerli olmamakla birlikte, sağlık alanında Bakanlık ve özel hastaneler kaynaklı yeni çatışmaları beraberinde getirecektir.
4. Sözleşme içeriğine ilişkin sorunlarda Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağını belirten kurallara sıklıkla rastlanmaktadır. Bu tür ifadeler hukuken hatalı olduğu gibi; insan yaşamının korunması ve sürdürülmesi ile doğrudan ilişkili sağlık hizmetlerine ticari bir görünüm verilemeyeceği, hekimliğin tacirlikle bağdaşmayacağı yönündeki hukuki düzenlemeler ile de bağdaşmamaktadır.
5. Sözleşme ilişkisi ile ilgili herhangi bir uyuşmazlıkta, hastane kayıtlarının hekim aleyhine kesin delil sayılacağı, yemin teklifi hakkından vazgeçildiği, bilimsel çalışmalarda bu hastaların bilgilerinin kullanılabilmesi için hastaneden izin alınması gerektiği vb. bu ilişkinin mahiyeti ile ilgisiz pek çok aleyhe kuralı kabule zorlayan bir yaklaşımın yaygın olduğu görülmektedir. Oysa bu sözleşme ilişkisi özel hastane ile hekim arasında bir vesayet ilişkisi değildir. Özel hastaneler, Özel Hastaneler Kanunu gereğince hastaların, dış hekimden hastanede hizmet almasını, hekim seçme hakkını kullanmasını kolaylaştırmakla yükümlüdür. Yıllık sözleşme ilişkisi kurma koşulunu, hastanın ve hekimlerin haklarını etkisizleştirme ve haksız çıkar sağlama fırsatına dönüştürmeye dönük tutumlar kabul edilemez.
6. Hekimin hastasının sırlarını salt yaşarken değil, öldükten sonra da saklama sorumluluğu, insanın biricikliği kavrayışından doğar. Bu nedenle hastalarımızın rızaları olmadan bilgilerinin merkezi sisteme yüklenmesi, müdavi hekimi dışındaki kişilerin bu bilgilere erişebilmesi insan hakkı ihlalidir. Hekimlerimizin ve hastanelerin hekimlik andında yer alan bu sorumluluğu istisnasız her yerde taşımak için çaba göstermeleri aksi yöndeki uygulamalara dahil olmamalarını öneriyoruz.
Az da olsa, tababeti fırsatçılık olarak görmeyen, hekimlik meslek etiği değerlerine, hasta haklarına saygı gösteren özel hastaneler tutumu olduğunu da görüyoruz. Etik değerlerimize uygun ilişkilerin kurulması ve güçlendirilmesine meslektaşlarımız ısrarlı tutumları ile katkıda bulunabileceğini biliyoruz.
Meslektaşlarımızın uygulamada karşılaştıkları sorunlar konusunda Hukuk Büromuz ile iletişim kurmasını diliyoruz.
ÇERÇEVE SÖZLEŞME ÖRNEĞİ için tıklayınız
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu