İzmir Sağlık Platformu’nun düzenlediği basın açıklaması İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Genel Sekreter Uzm. Dr. Ceylan Özkan, Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Serkan Şen ve İzmir Sağlık Platformu temsilcileri katıldı.
Ortak açıklaması metnini İZAHED Başkanı Dr. Muhteber Çolak okudu. Dr. Muhteber Çolak, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği yetkiyi kullanmaya devam ediyor. Aile hekimleri bilindiği gibi sözleşmeli olarak çalışıyor ve 2 yılda bir bu sözleşmeler yenileniyor. Yürürlüğe giren Ceza Yönetmeliği (Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği) ile sözleşme imzalama ve fesih yetkisi il sağlık müdürlüklerine verilmiş ancak daha sonra Anayasa mahkemesi tarafından anayasaya aykırılığı kabul edilmiştir. Artık yok hükmünde olan bu yönetmeliğe dayanarak 2 aile hekimi arkadaşımızın sözleşmesi yenilenmedi. Bu hukuk tanımaz keyfi uygulamayı neden yapıyorsunuz? Hedef ne? Bize gözdağı mı vermek istiyorsunuz? Sizlerin bu yaptıklarınızdan dolayı sorumluluğunuzun olmayacağını mı düşünüyorsunuz. Bu ceza aynı zamanda ,sözleşmesi yenilenmeyen meslektaşlarımızdan hizmet alan yurttaşlarımıza yönelik bir cezadır. Yaşadığımız sorunlarla ilgili çözüm üretmeyen müdürlük iki aile hekimini mağdur ederek ne elde edecek? Birinci basamak sağlık hizmetlerinin olması gerektiği şekilde verilebilmesi için mücadele eden aile hekimlerine destek olmanızı istiyoruz. Bir an önce sözleşmesi yenilenmeyen arkadaşlarımızın sözleşmesini yenilemenizi bekliyoruz” dedi.
Daha sonra bir konuşma yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak ise, “Aile hekimlerinden bir kısım arkadaşımızın sözlemesinin yenilenmemesine karşı karşıyayız, bunun geri çekilmesi için biraradayız. Bugün MHRS sisteminin tıkanıklığından özlük haklarına sağlıkta şiddete kadar onlaca sorun varken bu sorunlara yenileri eklenerek sağlık sektörü daha sıkıntılı hale getirilmektedir. Bu uygulamaların ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
İzmir Sağlık Platformu temsilcilerinin kısa konuşmalarının ardın basın açıklaması “Sağlık haktır satılamaz”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarıyla sona erdi.
